MeoÖykü - Gönül Yanılması

Kategori Kısa Kısa Aşk Öyküleri

Ağır aksak dökülen yağmurun sesini duyamıyor olsa da kulağında sımsıkı gizlediği kendine özel müzikleri dinlerken bir akşamüzeri, gözleri seçebiliyordu yere düşen umutların parçalanıp kaldırımlara karıştığını ve alelacele parke taşların altına saklandığını. Gözünü bir anda alıveren bir manzara belirince ise dondu kaldı! (Kısacık bir aşk öyküsü yazımızda. Devamını okumak için başlığa veya resme tıklayın. Keyifli okumalar.)

Devamını oku...

MeoÖykü - Yasak Öpücükler

Kategori Kısa Kısa Aşk Öyküleri

Görüşmenin, sevgileşmenin, ellerin ve dudakların her daim birbirine binlerce değişkenli sosyal zindanlarda yasak görüldüğü taşlıklarda büyümüştü Ahmet. Dağlar kadar yalnız, onlar kadar yüksek boyuyla onların kuraklığını sığdırıyordu yalnızlığına. Ancak bir gün gelecek yasak bir tutkunun ne kadar da nefis bir tercih olduğunu kısa süreliğine de olsa yaşayacaktı; henüz bilmese de.. [Kısa ve gerçek bir aşk öyküsü yazımızda. Devamını okumak için tıklayın! Keyifli okumalar. Lütfen yorum ve paylaşımlarınızla yenilerine ilham olmayı unutmayın.]

Devamını oku...

MeoÖykü - Resimlerin Efendisi

Kategori Kısa Kısa Aşk Öyküleri

Fırçanın çiziktirdiği bir kaderdi onunki. Sevdiği doğruları, sevmediği yanlışlarda düzeltmekten yorulmuş bir halde çiziktiriyordu detaylarını ruhunun çok da kaba tuvaller üzerine. Birkaç kedinin mırıltısı, birkaç dalganın şırıltısı, birkaç anının kırıntısıyla besleniyordu ruhu. Senelerdir aynı gizemi çiziyor, en güzel betimlemede aşkın kadın ve erkek halini arıyordu. Yakında bulacağını bilmeden.. [Kısacık bir aşk öykümüz, keyifli okumalar.]

Devamını oku...

MeoÖykü - Kuğusuz Gölün Yıl Dönümü

Kategori Kısa Kısa Aşk Öyküleri

Kuğulu Parkın hafif soğuk sonbahar sabahında işe gidiş yolunda uykunun verdiği mahmurlukla yürümek her sene daha da zorlaşıyordu Emine için.. Mu mevsimde iç Anadolu kışın gelişini müjdeliyordu soğuk esintilerle, kuğular bile mutlu değildi bu durumdan, boyalı tahtalardan çakılmış yuvalarından çıkmaya niyetleri bile yoktu güneş vurmadan kapılarının önüne. Dalgın dalgın kulağındaki müziğin adımlarına yansımasıyla hızlı hızlı ilerlerken birden durdu. Yine oradaydı, bu sene de. Bu sene de gelmişti, elinde bir buket çiçek sabahın köründe, soğuktan yüzüne kıpkırmızı bir maske çizilmişti. Bu kez sormalıydı, birkaç saniye durduktan sonra göletin çevresinden dolaşmaya karar verdi. [Kısa bir aşk öykümüz yazımızda. Keyifli okumalar.]

Devamını oku...

MeoÖykü - Bir Damlanın Özleminde

Kategori Kısa Kısa Aşk Öyküleri

Her sabah yapılan bir şeydir, uyanırsın da yaşamayı değil, düşünmeyi değil sanki lavaboyu özlemişsin gibi. Uykunun mahmurluğu yerine, yaşama uyanmanın şokunu atmak gerekir çeşmelerden süzülen gürültücü sularda. Tane tane dökülür yaşamın o kavgacı saniyeleri insanın geç kalmışlığının yüzüne. Erkan da öyle yapacaktı o sabah; hıçkırıklarına boğulup lavabonun önüne yığılmadan önce.. [Kısa ve hüzünlü bir özlem hikayesi bağlantıdadır. Hikaye tamamen gerçektir. Detayları yazımızın sonunda.]

Devamını oku...

MeoÖykü - O Noktada

Kategori Kısa Kısa Aşk Öyküleri

Tamı tamına 15 yıl olmuştu. Yeniden yazılmıştı bir şehir daha, yeniden yıkılmış, yeniden yapılmış, sağa sola serpilmiş ağaçları yolları kaplamış, yeni yollarla insanlarını kucaklamıştı. Her bir şehirde olduğu gibi, gereksiz de kalabalıklaşmıştı. Otobüsten inice fark etti. Biraz yürüyünce fark ettiği eksik olan bir sonraki ayrıntı ise, hafta sonu iznine çıkmış kamuflajlı askerlerin yeşillendirmediği bir çarşıydı.. [Kısa bir aşk öyküsü bağlantıdadır, keyifli okumalar.]

Devamını oku...

MeoÖykü - Giderken

Kategori Kısa Kısa Aşk Öyküleri

Biliyordum gideceğini, sorun ne zaman olduğuydu. Geldiği gündeki hesaplaşmalarım hala bitmemişti ki, o gitse ne fark ederdi? Biliyordum biteceğini, sorun yenileyebilecek olup olmayışı. Geldiği kadar heyecanlı değildi ki, değişse ne değişirdi? [Aşkın şanındandır ayrılıklar, ayrılıklara dair kısacık bir öykü.. İyi okumalar.]

Devamını oku...

MeoÖykü - Kalbine Kadar

Kategori Kısa Kısa Aşk Öyküleri

Öğrenciliğin en sakin duraklarında bekliyorduk, rutine taşınan otobüsleri. Birbirimizi tanıyorduk, tanışıyorduk. Camlarda binlerce yürekten dökülen hayaller süzülüyordu sağanak halinde, bazılarımız görebiliyorduk. Hüzün kalabalıktaki yabancılığın çocukça vurgusu ve gönül yorgunluğuydu akşam saatleri..[Öykünün devamı bağlantıdadır. İyi okumalar.]

Devamını oku...
Bu RSS beslemesine abone ol
X

Sağ Tıklama

Sağ Tıklama ve Kopyalama Sitemizde Engellidir.