MeoEdebiyat - Denemeler Blogu
MeoEdebiyat - Denemeler Blogu Pic. Source: "Missing" by azaezel @Deviantart.comMissing by azaezel

MeoDeneme - Eksik Bir Şey Var!

Öne Çıkan
  Denemeler Blog

MeoEdebiyat - Deneme Blogu - Şarkı: Ezgi'nin Günlüğü - "Eksik Bir Şey"

Eksik Bir Şey. .

  Hiçbir yalnız yürek, buruk sevinç, geçiştirici gülücük, yatıştırıcı sohbetler dindiremez bu çığlığı... Bazen olmadık yere sorarız kendimize: 'Eksik bir şey mi var hayatımda?' Ve genellikle bu soruların kemirdiği beynimizde kalan kısımlarda asla ama asla bu sorunun yankısını duyamayız. Hiçbir zaman aynalar söylemez, hiçbir yastığın bizimle dertleştiği görülmemiştir, hiçbir aşk romanı kahramanı empati kuramaz bizimle ve hiç kimse bilmez olayın özünü, çözümünü, ön görünümünü. Komiktir, biz de bilemeyiz çoğu zaman.

  Ta ki Ezgi'nin Günlüğünde bir sayfayı açarsanız ve yüzünüze sıcacık çöl rüzgarı vurur, rüzgarın adı 'Eksik Bir Şey' acının tanımı tarifsiz. (Şarkıyı makale girişinden dinleyebilirsiniz.) Birçoğumuz bu şarkıyı derinlemesine yaşayabilecek kadar eksik kalmışızdır ya o şarkı o güne denk gelmemiştir ya da o şarkıyı hiç dinlememiş olacak kadar şanslı yalnızlarmışızdır. İlk kez dinleyeceklere hayırlı olsun dileyelim, yeniden eksikleri nüksedenleri hemen ruhlarının haritasındaki o defineye yönledirelim..

  Eksik bir şeyin varlığını hissettiğiniz o psikolojik darboğazı asla doğru tanımlayamayız. Her birimizin eksiğinin çok ama çok farklı olduğunu unutmayalım. Kimimizin aradığı şey bulduklarının yanına yakışacak ama bulduklarını elde etmek için kaybetmek zorunda kaldığı bir eski alışkanlık: sevda. Kimimiz yeni bir yola girdiğinin çok farkında, ama hala aklı o kaybolduğu aşk dolu bulunmaz eşsiz bir yolda. Kimimizin derdi tanımlayamamak içinde büyüyen o gerginliği. Kimimiz, alınmasın kimseler ama, çok hazırcı bir tembellikte hala sevilmenin o bencil kedisi. İşte eksiklerimizin listesi uzunca, zorlu, tanımsız ve ilkel!

  Doğru yol aslında önce kendini görebilmek, o yapayalnız uzandığımız yataklarımızdan ruhumuzu hemen yanına dikip kendimize şöyle bir uzaktan bakabilmek! Kimimizin ihtiyacıdır malum aynalara karşı ağlayabilmek, tavsiye etmiyoruz ancak bu böyle. Doğru yol aslında herkesin bildiği ama kimsenin söylemeye cesaret edemediğini söylemek, 'özledim seni' diyebilmek, 'çok sevmiştim seni' diye üstüne basa basa haykırabilmek. Bunları yaparken aslında neyi, kimin için, kimden istediğimize dikkat etmek, bunların farkında varabilmek eksik olan şey. Kimi zaman isyan edebilmek kah kendine, kah karşındakine, kah kaderin kalemine, kah kalemin sahibine, kah hiç olmayacak bir mısraya-dizeye. 

  Aslolan yitirdiklerimizi özleyerek kazanabileceklerimizden feragat etmek değil, işin özü yaşabilecek kadar şanslı olduklarımıza şükredebilecek kadar yürekli olabilmek. Eksik olan şey bizim içimizi kemiren nedir biliyor musunuz? Hemen itiraf edeyim-siz edemeyeceksiniz çok iyi biliyorum-eksik olan şey bizlerin zamanında değerini bilemeden karşılıklı feshettiğimiz mutluluk yeminlerinin ne kadar yüksek değer biçilirken ne kadar ucuza gittiğini kabullenmeyişimiz! Kabul edemeyişimiz, en içten sözleri tekrar edemeyecek kadar tüm sevdalarımızı o kahverengi, o yeşil, o mavi o rengi bile belli olmayacak kadar anlamlı güzel gözlere harcadığımız gerçeğini. Bizler sevmeyi çok rahat kabul ettiğimiz kadar sevmeyi beceremeyişimizi kabul edebildiğimizde eksiklerimizi giderebiliyoruz. Doğası bu insanın, çalışmayı sevmiyoruz başarmayı ise aşırı; sevmeyi bilmiyoruz, sevilmeyi ise sancılı. Biraz yağmur yağsın istiyoruz, üstüne biraz Türk Sanat Müziği fısıldasın fasıla bağlansın tüm akşamlar, kuşe kağıda yazsınlar bizim hislerimizi istiyoruz, binlerce inatçı senedir hep efsaneleri anlatıp onu yaşadığımızı sanıyoruz tek bildiğimiz beklemek. Tanımlayamadığımız her şeyin peşinden o kadar delice koşuyoruz ki, dünyaya şöyle basitçe göz geçiren bir Yaratıcının tek göreceği deliler hastanesi bahçesinde oynayan akıl dolu adamlar olacaktır.

  Bizim eksiğimiz büyümek istemeyişimiz. Bizim bilmediğimiz çoktan büyüyüp olgunlaştığımız. Bizim eksilttiğimiz kendi hislerimiz. Bizim tükenenlerimiz o çok içten söylemeye hasret kaldığımız sözler. Bizim nezaketimiz sadece kendimizi kırmamaktan ibaret, oysa eline değmiş tüm hisleri kirletip 'biz büyüdük kirlendi dünya' diyebilecek kadar yavşak olduğumuzu asla göremeyeceğiz, çünkü hepimiz birer beyfendiyi, hanımefendiliğin tanımlarıyız adeta. Bizim istediğimiz gece yarısı kendimizle dizdize oturmuş yarın hangi aptallığı yapabilirim acaba diye zar atarken birinin bizim ellerimize sarılıp 'sakın' diyebilmesi. Bizim kıramadığımız tüm inatçı dallarımızda asılı kalan dilek-niyet bezlerimiz var rengarenk. Bir kısmını biz ruhlarımızdan kestik, bir kısmını anlam değiştiren aşk-sevda terimlerimizden eksilttik biraz yamalı kaldı ruhumuz, parça pinçik duygumuz, anlamlar desen karmakarışık bizim eksiğimiz işte o netlik! O her cümlenin anlamının tek olduğunu sandığımız zamanlar, o 'seni seviyorum' kelimeciklerinin binlerce farklı tonlaması, binlerce farklı yazılışı, binlerce acayip çıkar hali olduğunu öğrenmeden hemen önceki halimiz o çok büyük boşlukta kendimizi hissettiğimiz. Şunu unutmamalıyız: 'Bizler içimizde boşluklardan dert yanarken, büyük boşlukların sadece büyük ruhlarda oluşabileceğini görüp halimize şükür etmeyi bilmeyenleriz!'

Öğreneceğiz, en sonunda bir yabancı aşkta mecbur kaldığımızda 'seviyorum' demenin aslında 'idare ediyorum' demek olduğunu.
Göreceğiz, aslında en güzel diye tanımladığımız tüm zamanların bizim kendi güzelliğimizin çevremizi aydınlattığı genç evrenimize ait olduğunu.
Bileceğiz, nihayet diye bir durakta bizi bizden arda kalanların kan revan içinde yeni ve son bir adım için her aşkın bittiği yerde bekliyor olduğunu.
Fark edeceğiz, tüm söylemekten çekindiğimiz sözlerin bir gün yazılacak kadar beynimizi kemirebileceğini.
Eksik bir şey.
Eksik bir şey diye tanımlayıp geçeceğiz her şey rağmen,
Biraz o müzikte idare edeceğiz,
Biraz o romanda kaybolup gizleneceğiz,
Biraz bu yazıda kendimizi haklı hissedeceğiz,
Ah işte asla vaz geçmeyeceğiz, kaybettiğimizi kabul etmekten,
Geri kazanmak diye bir şeyin dünya üzerinde var olduğunu öğrenmekten,
Asla vaz geçmeyeceğiz, tüm sonbahar temalı aşkların kış uykusundan uyanması için biraz gülücük açmak gerektiğini, sözlerin en güzel ilkbahar yeşili olduğunu ve bazen çok uzaklardaki bir yakın yürek için 'iyisin değil mi?' demenin onunla bir ömür geçirmekten daha değerli olduğunu.
Eze eze öğreneceğiz,
Ezile ezile inceleceğiz,
İnceldikçe kırılıp,
Binlere bölüneceğiz,
Biz eksik olan,
Bizler bütünlerdeki yarımlar,
Yarımlardaki dünyalar,
Bizler mutluluk savaşındaki piyonlarız.
Elbet akıllanırız,
Da ömür geçer.

  Her şey gelir geçer, izi kalır ayakların. Her aşk tatlıdır, tadı kalır dudakların. Her sevdanın adı var, hatrı kalır aklındaki adların. Her güzel kadın, her adam, senin uyuyakaldıkların, gözyaşlarını sildiğin gecelerin ardından. Küçücük gemileri var inançların, hangisine binsen huzur. Ne kadar naif gözlerin, gülesi geliyor insanın. İçine düştüğümde anladım asla olmayacağını bu eksiğin sonunda bütün, aşk işte bu inadına yakılan tütün. Yanıyoruz her saniye...

  Asla vaz geçmeyin eksik hissetmekten, emin olun eksikliği hiçlik olanın cinnetinden, özlemi hasret olanın cenneti çok çok daha iyidir. 
Unutmayın herkeste Eksik Bir Şey var! Ya tamlayın, ya tamlanın..


 

Meo - 2015
MeoEdebiyat Denemeler Blog
'Mehmet Şentürk

Son DüzenlenmeCuma, 06 Mayıs 2022 02:15
(19 oy)
Okunma 14460 defa
Yorum ve görüşleriniz değerlidir. Facebook hesabınız ile yorum yapabilirsiniz.
X

Sağ Tıklama

Sağ Tıklama ve Kopyalama Sitemizde Engellidir.