MeoEdebiyat - Kısa Öyküler Blog
MeoEdebiyat - Kısa Öyküler Blog Pic.Source: "Betrayal" by Aegis Strife @deviantart.com

MikroÖykü - Bir Cinayetin Arefesi

  Karanlık bir sabaha uyanmak kadar uykulu bir şansızlık yoktu yaşamda, karanlığa gömülmüş bir dünyaya uyanmak ise geçmiş nesillerin lanetiydi bu topraklarda. Yıl 4589, aylardan galiba Kasım, yerinden öfkeyle doğruldu Agad.. Yerin 300 metre altındaki sıcak sığından dünyaya son umut penceresi olan periskopuna doğru umutsuzca yürüdü. "Yine aynı, lanet olsun!" sözcükleriyle irkildi mağara girişinde nöbetçiler, zaten uyuyakalmışlardı, Agad'ı görünce aniden kafalarını kaldırıp ayağa kalkmaya yeltendiler. Agad'ın cevabı gecikmedi, "Oturun beyler, kime karşı neyi koruyacaksınız ki? Bir avuç insan kaldık işte. Merak ediyorsanız söyleyeyim, yine güneş doğmamış.."

  'Yine' ifadesi bu karanlık dehlizlerdeki en azılı, en stresli ve sade bir ölüm ışığıydı. Koskocaman dünyadan kalan yüz kadar kabile arasında dünyaya en yakın yaşayan, periskop üzerinden dünyayı gözetleyerek diğer topluluklara mesaj gönderen Agad önderliğindeki bu gönüllü topluluk geçtiğimiz sekiz yıldır hiçbir umut ışığı, hiçbir güneş emaresi görememişti. Doğanın ölüm arefesi gününden sonra tam bunca sene geçmiş, dünyanın tüm doğal işleyişini paramparça eden insanoğlu son bir hışımla dünyanın derinliklerine kaçmıştı. İşin kötüsü ise, en yakındaki evren göçmenleri birkaç ışık yılı ötedeydi ve kurtarılarak başka bir gezegene götürülmeleri için en az bir asır daha bu dehlizlerde beklemeleri gerekiyordu. Bugün o gündü, dünyanın şakağında birkaç bin adet plazma fırlattığımız o öfke dolu günün arefesiydi. Son kurtarılmış toprakların, son bir avuç ormanın ve son birkaç çiçek dolu şehrin yıkımının yıl dönümü. Gözetleyici Agad topluluğu sabahın erken saatlerinde mağaralarının bol ışıklı medyanında toplandı, liderlerinin güzel bir haber vermesini umutla bekliyorlardı. Söylentiler, masallar, umut dolu hikayeler, geçmişten gelen her türlü yük bu kez yine Agad'ın dudaklarından sızacak sözcüklere bağlıydı. Kapılardan hızla geçerek meydandaki balkona gelen Agad akustiğine güvendiği meydana doğru başını utançla doğrulttu ve konuşmaya başladı:

  "İnsanoğlu olarak yüzlerce asır, onlarca savaş, binlerce kıtlık, yüz binlerce inanç eskittik! Yeniden doğmamız için öldük, hatta öldürüldük. Biliyorum tek istediğiniz bir umut, bir nefes, doğal bir ışık, toprağın altına gömülmek değil üzerinde yürümek istiyorsunuz dostlarım ancak doğayı el birliğiyle öldürdük. Atalarımızdan bizlere yalnızca miras olarak aptalca öyküler değil, gerçek bir ölüm kaldı! Öldürüldük.. Her birlikte buraya gömüldük. Yolda gelecek umut ışığımız olan gemileri de-üzülerek söylemek istiyorum ki-ilk dünyamızla birlikte kaybettik. Son yaptığım uzun mesafe görüşmesinden aldığım bilgiye göre, ilk yaşam filosunun yeni dünyada karşılaştığı sorunlar sebebiyle kurtarılma ihtimalimiz yok denecek kadar az.. O yüzden ilk dünyanın son insanları olarak anılacağız sevgili kardeşlerim. Hepimiz buraya hapsolmuş haldeyiz, hepimiz.."

  Birkaç gözyaşı, biraz sessizlik ardından büyük gürültüyle son savunma sistemleri tüm yeraltı dehlizlerini yani insanlığın son kalesini acil durumda patlatmak üzere programlandığı şekilde birer birer patlamaya başlamıştı. Agad'ın son sözlerinin ardından askerler yetkilendirildikleri şekilde dünyadaki insan yaşamına ilk kez son verdiler. Tüm topluluklarla birlikte, dünya artık kendi nefesini alacaktı. Bir sonraki yeniden keşfe kadar.. Geriye tek kalan güneş sistemine yapılan son bir otomatik çağrıyıdı, "Eğer dünyayı yeniden yaşanılabilir olarak keşfederseniz, lütfen unutmayın. Biz onu öldürdüğümüz gün öldük! Siz onu bulduğunuz gün yaşatmaya başlayın..."

Meo - 2017
MeoEdebiyat Kısa Öyküler Blog
Mikro Öyküler
'Mehmet Şentürk

Son DüzenlenmePazartesi, 23 Ekim 2017 23:38
(4 oy)
Okunma 5545 defa
Yorum ve görüşleriniz değerlidir. Facebook hesabınız ile yorum yapabilirsiniz.
X

Sağ Tıklama

Sağ Tıklama ve Kopyalama Sitemizde Engellidir.