MeoDeneme - Karanlıktan Beslenen Cümleler
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
- Yazdır
- Eposta
Edebiyatın esin kaynağının, cümlelerin hangi sıcaklıklarda eridiğinin ve dünya üzerinde binlerce yıldır çakılı duran insana dair tüm kötülüklerin hangi derecelerde donduğunun gizemi hala kendi içinde koruma altında. Buna benzer sorulara verilebilecek çok basit bir soru biçimli cevap var aslında: dünya üzerinde insanlı yaşam ne kadar parlak oldu ki edebiyat çocukluğun güzelliği, gençliğin heyecanı ve geçici yaşam heveslerimiz dışında bir ışıktan beslenebilsin?
Her gün güneşin doğmadığı bir yaşamda, gün görmemişleri anlatmak kolaycılık değil gerçekçiliktir. Hiçbir kalem çevresindeki karanlığın içinde farkına vardığı aydınlık çizgileri o karanlığı yarmadan ve o karanlığı vurgulamadan yeterince açık renkte, parlak düzlemde çizemez. Çizmemeli de zaten. Karanlık var olduğu kadarıyla aydınlığa değer vermesi gerekmektedir, o nedenle karanlıktan beslenmeyecek salt parlaklıkta bir cümle mutlaka güneş sıcaklığında, güneş parlaklığında ancak güneş kadar uzakta olacaktır. O nedenle edebiyat biraz ayın aydınlık yüzeyidir, gece gündüz göz önünde, karanlığın çok olduğu yerde yol göstermede, gündüzün karmaşasında denizlere yön vermede.
Yıldız olmamalı edebiyat, asılı kalmamalı her seferinde uzaklarda bir yerlerde, sonsuz sayıda cümlesi ile birlikte. Biraz da gök taşı olmalı sözcükler, paramparça etmeli değeri bilinmeyen yaşamın saçma sapan değerlerini, yerle bir etmeli ki yeniden doğabilsin yaşamın Tanrısal yenilenme hevesi.
Cümleler karanlıktan beslenir, doğrudur ancak karanlığı sevdiği için değil kalemin sahibinin; aksine, karanlığın yetiştirdiği nefret cümleleriyle yönetildiği için bu yaşlı toprakların, bu soğumuş magmaların, bu yükselmiş dağların, bu sayısız ve umarsız insanların hepsinin. Karanlık varlığın kendisi olduğu için yansımaları karanlık gelir.
O nedenledir, binlerce gün tek bir beyaz renk çizemeyen bazı kalemler, bir çift göze kapılıp Mecnun olur. O nedenledir, binlerce pagan ayinden sonra gelir bir sufi öğretisi. Her zaman akıl ve gerçek doğruyu göstermeye çalıştıkça ne kadar karanlık olduğunu görür, ondandır yazındaki tüm gökkuşaklarının ütopik sızlanmalardan başka hiçbir olmayışı, ondandır en değerli metinlerin içinde kan-ter-gözyaşıyla yoğruluşu.
Edebiyat karanlıktan beslenmez özetle, o bize ait karanlığın ta kendisidir, her haliyle, her tonuyla her nefesiyle.
Meo - 2016
MeoEdebiyat Denemeler Blogu
'Mehmet Şentürk