MeoDeneme - Alyazmalım
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
- Yazdır
- Eposta
Alyazmalım
Sevgi neydi? Sevgi emekti. Sevdik de belki. Emeği neredeydi? Sorular ve cevapsız geçmiş günler biriktirdik kumbaralarda hepimiz ayrı ayrı. Hepimizin ruhunu çocukluğunun köy çayırlarından alıp kaçıran bir deli sevda vardı; hayallerimizde yeni bir şehir kurduğumuz, şehirde bir parça olduğumuz. Emeğimiz vardı, bazen boşa çıkan, bazen şarkılarda bazen de dilde.
"Köye kadar götürür müsün beni?" sorusunu sormuştu Alyazmalı; "Tuttum eli sıcacıktı," deyivermişti. Aşk da böyle bir şeydi, bir alyazmanın kenarında bir tel saç oluyor, ruhunu kesip biçiyordu bıçkın bir delikanlının. Aşk da öylesi, uzaklardan geldiğin bir yolcuğun yorgunluğunu bir gülümsenin al yanağa böyle yakışmasına hayran kalmaktan ibaretti! Peşi sıra, art arda, koşa koşa gidilen bir kaderdi sevgi, emekti, ekmekti, doymuş bir karın, dikme bir yorgan, ucuz bir divan, yanıyorsa bi' de soban senden mutlusu mu vardı? Yoktu.
Sonradan peydah oldu mutsuzluk, emeksiz-hazır alınan huzur. Sonradan icat oldu bu kavgalar. Sonradan bizi boğdu şehirler. Hayalleri kurulan yaşamların, hayalleri yıkan kölelik düzenleri olduğu sonradan bulundu. Sonradan fark ettik Alyazmalı'yla Yağız Delikanlı'nın bile kanını çekebileceğini şehrin kavga-gürültüsünün. Kar yağdı köyün çayırlarına, yine de sıcacıktı samanlıkta gizlenen yazdan kalma konserveler. Acısından gelirdi kurutulmuş biberlerin kırmızısı, çay da neymiş efendim, toz bibere ekmek banılırdı sevginin emekten, emeğin taştan, ekmeğin helalden, doğanın bahrından kolla toplandığı zamanlarda. Şimdilerde keşfettik bir tüketim toplumlarının tükettiği alyazmasız, al yanaksız, arsız, umarsız ve bencil birliktelikleri.. Ondandır bize doğal olanın bu kadar güzel gelmesi, bu kadar efsane olması. Bizler sıradanlaşıp değersizleştikçe, yığınlaşıp kendi güzelliklerimizi tükettikçe daha da güzel olacak Alyazmalı'nın öyküsü.. Bu daha kötünün çok daha iyisi günlerimiz.
Meo - 2018
MeoEdebiyat - Denemeler Blog
'Mehmet Şentürk