MeoDeneme - Yollar ve Özlem
Öne Çıkan- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
- Yazdır
- Eposta
YOLLAR ve ÖZLEM
Yol bu yoracak elbette; özlem öte yandan üzecek sadece; biraz deneme ve yanılma düşlerimiz, kim kazanır kim kaybederse aşka ne! Bizim çizdiğimiz bu düşler haritasına yön bilgisi eklemediğimiz için oluyor hep aşk yönünde pembeleşiyor hisler. Her zaman aynı döngüde kısırlaşıyor düşler. Ne denli kaybolduğumuzun farkına da varamıyoruz bu çok tanıdık insan tekrara gelesinde! Yollar ve özlem, çok garip bir mesele. Değinelim öyleyse..
Gidebildikçe yoran, O'ndan uzaklaştıran, sensizleşirken bizsize daha tutunan gariplikte bu yol denilen. Yürüdükçe yorulmaktan ziyade, yürünmesi gerekmekte yalnızlığa düşercesine.. Yollar bazen anlamsız bir tutku, çıkılması zorunlu ve adımlara aşığız, özlemimiz de bazen kaçmak mimvalinde. Yol kenarındaki kırık dallar gibidir adımlaştıkça uzaklaşan benlik, ne tutunabilirsin ne tutulabilir! Gittikçe gidilip bir siyah asfalt çölüdür, karamsarlığın en sıcak parlaklığında. Dönemeyeceğimizi bildiğimizi herkes bilse keşke. Biri bizim durağımız, biz bazen her birini sırtlarız aşkın, sevdanın ve hissiyatın.
İki damla gözyaşı, iki itiraf, iki kırışık göz çevresinde, dönüp durulan bir girdapta hep aynı kendiliğine dönerken insan asla kabul etmez inadına başka bir maceraya gittiğini zannetmekte çok küstahça bir şekilde. Birkaç suskun iç çekiş, belki de patinajıdır ruh yokuşlarına dökülen hüzün kar tanelerinde hediye. Zincirlerini bile hazırlarsın bir önceki aşk dağını geçmenin çokça üzerine, yeniden saplanman için gizil bir eriyik çamur olur aşk, batırır, batarsın haliyle. Yaratıcının yaratmadığı yola girdikçe, insan elinden çıkmış garip kader labirentinde hala bize ait sandığımız psikolojik duvarların yosun yeşilinde gizlidir en naif aşklarımız, tutkularımız ve adımlarımız. Kalabalıklar gibi yola çıkıp her birimizi kendimizin o beyhudeliğine hapseden güzel bir oyun bu! Kaybeden hep özlem dolu hislerimiz.
Güneşin her batışında çığlık atması, gecenin çağırması bizi bilinmez o güvensiz geleceğe. Yolun garabet sessizliği, nadiren karşılaştığımız yabancı yol arkadaşlıklarıymış sevdalarımız belki de! Herkesin varmış aklının köşesinde ya kaçırdığı ya ineceği bir durak, her-aksi-seferinde. Yorgunluğumuz seyyahlığımızdan değil bizim, sadece anlamsız geliyor artık adımlaşmak, aşkın insanötesi mesafelerinde. Bi' düşlerimiz can-ı gönülden anlıyordu bizi o da sadece kabusa dönüştüklerinde. Gerçeğin sanrı salgınında aşka bağışıklığımızı ifade etmek de çok zor mesela. Hele ki yola böylesi anlam yüklendiğinde, ağırdan alıyordu kambura yatmış ruhumuz her yeni gerginliği kalp atışların şiddetinde. Yollar ne tarafa döndüğünü bilemedik, bilemedik kimden yola çıktığımızdan tutun da kimde durabileceğimiz şaşkınlığı içinde. Sırtımızda heveslerimiz otostop çekmekten bıkmış, adımları ağır garip yolcularız kendi yarımlaşık öykülerimizde! Binlerce sene hep benzer girdap virajlarının öykü dolu kavşaklarında kendi duraklarımızda hiç durmayan yabancılara gıpta edip özlüyoruz zaten yaşadıklarımızı belki de hiç yaşayamayacaklarımızla karşılaştırıp! Ne acı..
Meo - 2022
MeoEdebiyat Denemeler Blog
Mehmet Şentürk