MeoDeneme - Bir Eski Aşkın Hatırası
Öne Çıkan- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
- Yazdır
- Eposta
Sakin bir maviliğin kıyısında, henüz gençliğinin baharında bir çift el, sımsıkı tutmuşlar birbirlerini.. Birkaç söz, birkaç hüzün dolu gelecek kaygısının ortasında titriyor yürekleri sadece "Umarım bir gün gerçek olur," diyebiliyorlar o ağaçların altında. İlk kez öpmüştü o kız o çocuğu, o serin bahar mevsiminin o serin sabahında tam da o manzarada. Akşam güneşi kızıllığında yanaklarında gamzeleri ilk kez fark etmişti çocuk, o gün. O gün, günlerden aşk, aylardan sevda, yıllardan hüzün..
Bir gün aynı maviliğin kıyısında, tam tamına on bir yıl sonra.. Aniden çöktü kocaman bir adam yanyana duran iki ağacın ortasına. Gölgesinde kendini gizliyor, gizli gizli ağlıyordu. Aynı ağaçtı o, aynı sahne, aynı gün, aynı serin bahar mevsimi, aynı sular. Ancak, farklı bir adam, yapayalnız bir yaşam, anlatılmış onca yalan ve yıldızlardan kopup gelmiş binlerce meteor gibi dökülen aşk vardı. Yandı kül oldu tüm sevdalar, gerçek dünyanın atmosferinde. Çöktü kaldı oraya, saatlerce..
Dağların arasında gezdiği onca askeri eğitime rağmen, yüreğinde parçaladığı onca hatıraya rağmen, paramparça olmuş düşüncelerine ve yakıp yıktığı bunca korkuya rağmen ilk kez korkuyordu çocuk gibi. Senelere önce ilk aşkına sarılıp "bizi birlikte tutmayacaklar, biliyorsun değil mi?" derken dökülen gözyaşları neden hala gitmemişti! Neden konu mutsuzluksa tüm manzaralar aynı kalmak, tüm beklentiler beklenmeye gerek kalmadan doğru çıkıyordu ki? Neden onlarca beden, binlerce yalan, yüzlerce saat yetmiyordu bu yarım kalmışlığı bütünlemeye. Tüm aşklar, hevesler bitiyordu da neden sevdalar hiç bitmiyordu mesela? Neden yıllar sonra aynı gölün kenarına göçmen bir martı konuyor, yüreğine gömdüğünü eşini aradığını kabul edemiyordu? Nedeni yoktu. Yoktu ortada hiçbir izah.
Bu umut garibanı topraklarda azıcık sevmek bu kadar pahalıydı da, neden üzülmek bu kadar ucuzdu?
Bu aşk garibanı dudaklarda azıcık nem bu kadar yalandı da, neden kurumuş yalanlar bu kadar ucuzdu?
Bu insan garibesi toplum bu kadar iyi yürekliydi de, neden yüreksizler bu kadar çoktu?
Ne bir cevabı vardı, ne de böylesi sorular.. Ne soran anladı ne dinleyen, ne de bunlara verilecek tokat gibi bir cevabı olan yerinden doğrulup bir şey diyebildi. Sustuk iki ağaç gibi Eğirdir Gölü kenarında. Hiç solmadık da, hiç kavuşamadık da, köklerimizde bir aşk gömülü göl taşlarında da lanet olası Tanrı'lar duyun 'biz hiç sarılamadık ki!'... Mutlu musunuz?
MeoEdebiyat Denemeler Blogu - 2015
Eğirdir - 9 Ağustos 2015
- Meo