Burak Çoşkun Anısına - Uzun Bir Yıl
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
- Yazdır
- Eposta
Genelde zaman uçar gider, çokşun nehirler gibi bizi bir girdap köşesine sıkıştırır koşar gider. Bu kez öyle olmadı gülüm, bu kez bu hain ölüm bize zamanı da çiğneyip geçmeyi öğretti galiba. Dediler ki yıldönümümüymüş şehadetinin komutanım, abim, kardeşim, her şeyim; dedik ki kaç sene oldu acaba? Meğer daha üç yüz ile altmış beşi anca devirmişiz... Uzun bir yıl oldu sensiz amma bir hiz sensiz kalmadık iyi bilesin. Gara Şehidi Piyade Komando Yüzbaşı Burak ÇOKŞUN'un bizde hiç ölmeyecek anısına.
İlk duyduğumuzda inanmak diye bir kelimeyi bile silmek istedik biz lügattan! Koşaradım kaçmak istedik bu vahşi dünyadan.. Haliyle gözlerimizin kırmızısı içinde açtık gerçek dünyanın sensizliğine, korkmadan, mahrur. Biliyorduk yiğidimiz yine HOŞ BİR SEDA olup konmuştu cennetin üst katlarına. Bize bıraktığı dünya cehennem farz etmedik. Kalktık adım adım onun yolların gül sermeye devam ettik.
Sen gittin ya abim, komutanım.
Biz adını yazdık o çok sevdiğin kitaplarla dolu kütüphanelere. HOŞ BİR SEDA olarak kalacak adın, şanın, varlığın kim bilir daha kaç sene. Radyomuz vardı bilirsin, çok sohbetleştik, çok şarkılar armağan ettik uzaklardan sevdiklerine. Onun da stüdyosuna adını verdik, o şiir programına da Hoş Bir Seda dedik. Yokluğunda öyle varlığına sarıldık ki bilemezsin. Görüyorsan da oralardan, eminim "aferin çocuklar" dersin. Ama çok yavaşlattı bu zaman kendini yokluğunda. Geçiyor binlerce saçmalıkla da, sensizlikte pek bir aheste namussuz zaman. Duayla uyuyoruz geçmişi anıp, kah içime damlatıyoruz yokluğunu kimselere de ezilmeden. Anlatamadık henüz; ben mesela-aziz dostum-hiç ağlamadım ardında. Varsa yoksa çalıştım adınla başlayan o Hoş Seda, onlarca kitap oldu, sayısız kütüphaneye yayılacaksın bu cehalet kokan topraklara. Daha ne kadar yeşertebiliriz diye varlığını, gübren olalım yattığın toprağa bir çiçek olarak dön diye: çürüyoruz! Kusura kalma.
Dur ağlayayım şu dizede-yok olmayacak böyle. Çıkıp kuru dağlara haykırasım var yokluğunu, anlayacaklarını sanmam da. Ben sevdiklerinin gözünden düşüyorum ara ara. Konuşuyorum olmadık örneklerde geçmişimizi, olmayacak geleceklerse seni-beni ve o yiğitliğini anlamayacaklara haykırasım geliyor da-olmuyor! Olmadı, olmayacak. Anlamıyorlar.
Cümlelerim yarım, sensiz;
Yine şerefine diyoruz da, tatsız be Burak'ım!
Yaşam öyle sürünceme ki,
Bazen keşke yerine iyi ki diyor insan;
Sen kadar dik duramadık diye!
Görme n'olur bize böyle.
Aradan görmezden gel,
Bak hala korsun, aynı yerde, içimizde!
Hoş bir seda bırakıyoruz sözünün ardındayız;
Hoş bir eda gibi anıyoruz yiğitliğini de...
Seni arayan her gelecekti meraklı bireye, sırf burayı okuyorsa diye ben anlatayım yine de! O HOŞ SEDA ölmeyecek. Bizde bıraktığın seda ise yankılanıyor şimdi dağlarda. Neyse yazamayacağım daha fazla, bir gün otururuz bir cennet gün batımına o sırça köşkünde nasılsa laflarız iki tur daha. Bekle bizi yiğidim, koşuyoruz ardından ölüme nasılsa Vatan uğruna!
BURAK ÇOŞKUN'a...
Yidiğim kar yağıyor o zoraki dağlarına şimdilerde,
Tutmuyor bile sensiz, eriyor özleminde duygularımız.
İnsanlığımız daha güçlü şimdilerde,
Hoş bir seda olup çığlığında pişiyoruz her gün.
Ah bir de günler çabuk geçse,
Bir Allah selamıyla gelsek huzuruna.
Tuttuğumuz tüm güzel dileklerdesin şimdi,
Yaşıyoruz seni kitap kokulu çocuk düşlerinde.
Ah bir görsen keşke,
Ne kitaplar okuyor çocuklar,
Adının çatısında kurduğumuz kütüphanelerde.
Ah bir gülümsesen bize yetecek,
Helal Be Oğlum desen sanki.
Vatanın duruyor da yerinde,
Biz fazla gerideyiz, zamanda 10 Şubat kilitlenmiş halde.
İlk kez yıllar bir arttığında,
Binmiş gibi.
Üzerimize binmiş de,
Sen hariç her derdi taşıyoruz gibi.
Öylesi hafif ki sevdamız,
Uçuyoruz sevginin derinliklerinde.
3 abim ölmüştü benim Burak'ım daha önce,
Hiç göremediğim için çocukken sadece düşledim,
Seni ise birkaç sene gördüm ya, şehadet önü!
Ben hayatımda hiç bu kadar düşmedim!
Şükür ki o güzel yüreğinden damıttığın sevdalarınla,
Bize bıraktığın o güzel yaşamın,
O eşsiz hatıralarınla,
Güzel yaşıyoruz yiğidim!
Güzelliğini yaşattıkça,
Yaydıkça bu karanlık topraklara, tohum misali!
Gönlümüze ekmişiz seni,
Hasadında huzur!
Kök salmış gülüşün, sesin,
Yankın şimdilerde güneşimiz;
Doğ yeter ki sen aklımıza,
Biz yine dimdik ayakta,
Senin o hasret kaldığın vatan nöbetindeyiz!
Biz hala sendeyiz...
Hatırla bizi e mi?
Mehmet Şentürk
10 Şubat 2022
Burak Çoşkun Ağabeyimin anısına.