MeoDeneme - Sisler Bulvarındayız
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
- Yazdır
- Eposta
Hepimiz oradayız aslında, Atilla İlhan'ın cenneti terk edip çıktığı yolda son geçtiği o Sisler Bulvarında. Hepimiz o şehirdeyiz aslında, İlhan'ın ilhamı olan şehirlerden birinde yaşadık, 'her köşe başında öpüşebilirdik,' hiç gerçek olmayacak kadar sevmiş, garip bir şairin sahip olduğu o son gözlüğü kadar kırılmıştık bir kere..
Hepimizin limanları vardı, sislere gömülü bir umutsuzluk halinde. Çok derinde geçmişimizde bir yerde, bütün şiirlerimizin temasına gömdüğümüz, yaktığımız çocukça düşlerimiz olmuştu bizim. Yalnızlığa 'hüküm giymeden' önce, bu sosyal delilik benzeri yeni yetmeye yenilmeden çok önce.. Aynı bulvarda bekledik biz, şarkısı bile yaptılar sonra Kırılmış Düşler Bulvarı adında, dinledik, dinledik henüz tam bir anlam veremedik.
Hepimiz-birazımız sen olduk birazımıza ben dediler-arıyorduk bulduğumuza pişman olduğumuz en içten duyguları. Senler gizledik otobüs duraklarında Atilla İlhan'ın gölgesinde, naçizane dizeler bile yazmıştık, değil mi be? Ne kadar da saçma geliyor şimdi korkular, korkmayacak kadar ölmüş bizde ruhlar! Ne kadar yalan görünüyor şarkılar, duyamayacak kadar körmüş bizde duygular. Sisler bulvarına girmeyegörsün gece yarıları çocukluğumuz, beklediğimiz o küçüçük eller gelmiyordu oyun oynamaya. Bizim eşek kadar kadınlığımız/adamlığımız hiçbir halta yaramıyordu keza. Çocuk parklarında boş tenekelere tekme atıyor serseriler bile bu aşk denilen deliliğe ayrı öfkede, ayrı bir hasta!
Aynı caddede yürüdük ya geçen, hızla geçip gittiğimiz o ömürde. Bir parfüm kokusu sarıyordu şehrin göbeğini, şehrin göbeğinden şiir okuyorduk biz dün yahu. Şimdi ne oldu da şehirler bu kadar nesir?
Bir gemi bekliyoruz diye ağlamadık mı biz birkaç sene önce? Kocaman olmuş gözleriyle, saçma sapan bir komedide, trajik olanlar bizlerin kendi saflığı değil miydi? Hangimiz Leyla olduk, hangimizi oynuyordu Mecnun? Gelmeyeceğinden bu kadar emin olduğumuz halde, niye umutla sezonlar deviriyorduk? 'Belki kaçarken vururlardı,' derken Atilla hangi pençelere kuş yavrusu olmuştu acaba? Bilen varsa söylesin, sağır olduk, şiirde o kadınları artık bulamıyoruz. Bilen varsa belirtsin efendim, salak olduk, şairde o adamlığı artık hiç aramıyoruz.
Hangi yolculuk kardeşim bizimki? Trendeyiz belki de kaçıyoruz kendi yaktığımız duraklardan. 'Öteki ömrüm' dediği var ya Atilla abinin, biz kimi, nerede, ne zaman öteleyebildik ki?
İçebilirdik aslında, en alakasız falezlerin kıyısında, biraz şiir içerdik ve karşımızdaki bize kitap okurdu mesela. Sevebilirdik aslında, çok da zor olmasa gerek, kolay olmayanları olduğu gibi kabullenmek. Kesilen kolları var şairlerin, efendiler, kesilen akıllarımıza kanıyor ruhlarımız. Ölmüşüz sanırım o Sisler Bulvarında, düşüp bir karlı merdiven kıyısına, son kez kar topu oynamayı düşlüyoruz. Duruyor gözlerimize kangren, ne gelen var ne bir el veren. Nefeslerimize kızıyoruz, son bile olsa da, karları eritmeseya! Ne var sevecek yaşam denen bu belada? Tüm şairler şiirlerini yaksa, ısınabilir mi donuk kalpler acaba...son bir defalığına!
Meo - 2016
MeoEdebiyat Denemeler Blogu
'Mehmet Şentürk