MeoAfo - En Büyük Düşman
Kategori Aforizmalar Blog
Düşmanlarını alt etmek hep kolaydı, bildiğin için zaaflarını. En büyük düşman kendin iken, hiç göremedin zayıflıklarını!
'Meo
Kategori Aforizmalar Blog
Düşmanlarını alt etmek hep kolaydı, bildiğin için zaaflarını. En büyük düşman kendin iken, hiç göremedin zayıflıklarını!
'Meo
Kategori Aforizmalar Blog
Yaşam değerlidir, senin-benim ona atfettiğimiz tüm değerler kadar. Sadece doğarken, büyürken veya öldükten sonra değil her nefes alıp verişinde değerlidir. Altında bir nefes alırken, gümüş bir nefes verir doğa insana. Hiçbir kur, hiçbir takas değeri olmadan.
'Meo
Kategori Şiirler Blog
Şimdi sus artık,
Eşiğindesin kendi intiharlarının.
Dur orda suskun, kayıtsız kal artık,
Beşiğindesin mutluğumun büyüme n'olur. [Şiirin devamı bağlantıdadır. İyi okumalar.]
Kategori Denemeler Blog
Modern bir kavganın savaş alanı, çıkar kavgası ve tutku dolu inanç kargaşasının ortasında Tanrı'nın sahip olduğu evrime dair bir deneme. Evrim ve inancı kavga halinde görenlere birkaç cümle kurduk. Bakalım neler demişiz?
Kategori Sensiz Şiirler
Sensizlik ne uzun bir yol,
Her gün bir adım daha senleşiyorum puslu ormanlarda.
Sensizlik ne güzel bir sessizlik,
Tüm senliğin gürültülerini üzerimden attıkça,
Durulaşıyor güzelliğin,
Tüm o çirkin anıların üzerine.. [Şiirin devamı bağlantıdadır. İyi okumalar.]
Kategori Aforizmalar Blog
Bazen ışık değil karanlıktır güzel olan. Işıksa o karanlığı fark etmeni sağlayan..
'Meo
Kategori Aforizmalar Blog
Takıntılar, kuruntuların çok hücreli halidir. Takıntılardan karaya yürüyerek çıkar insan aklında avuntular. Avuntular, korkuların iki hatalı düşünce üzerinde yürüyebilen halidir. Adımlar insanların her yanlış düşüncesinde yönlerini sonsuza dek değiştiren buluşlardır, önce duyguları, sonra inançları ve en sonunda toplumları şekillendirirler. Kuruntular, takıntılara; takıntılar, korkulara; korkular kaçışlara; her kaçış yanlış yönde ve uzaklara giden-ölümle biten bir yoldur.
'Meo
Kategori Denemeler Blog
Aradığın şey çok basitti. Aranıyordun işte. Birilerini ararken, birilerini arayanların herhangi bir tesadüfünde savrulup durdun defalarca... Tek basit cevaba sahip bir damla gözyaşındaki umutsuzlukta kırılıyordu ışığın, sense her seferinde paramparça bir vazo gibi toparlanıp sanki toprakmışsın gibi bir buket çiçek kucaklıyordun umutla. Belki de çiçek bahçesindeki topraktan geldin diye.