MeoFoto - Gül İnadı
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
- Yazdır
- Eposta
Yaklaşık on yedi sene önceydi, özetle ömrümün cemrelerinin ilk kez toprağa düştüğü zamanlarda karar vermiştim iki adet gül dikmeye bahçeme. Bahçemin içinden geçen patikanın sağına bir pembe gül, soluna bir kırmızı gül dikmiştim. Hala duruyorlar, bahçe küçüldü, güllerin köklerinin üzerine balkon yapmaya kalktılar annemler, yine de köklerinden doğup saçıldılar her yere. İnatla açıyorlar, inatla her kış uyuyup her bahar çoşuyorlar. İlk günki gibi.
İnsan doğaya miras bırakmalı, gençliğinde yaşlılığına miras bırakmalı, zamanında zamanı kendi ayırmalı. Bir çiçek eklemeli baharı balkonuna getirmeli, bir ağaç dikmeli ormanı köyüne getirmeli! Yoksa hiçbir anlamı yok çölleşen dünyayı gelecek nesillere bırakmanın. Bir çiçek deyip geçmeyin, binlerce olur. Birkaç dal gül deyip geçmeyin, çalı olur, ağaç olur.. Benim güllerim de öyle oldu, ağaç oldular köklendiler. Kök saldılar şimdilerde çok da hatırlamadığım gençliğimin hatıralarında. Çok ulvi niyetlerim vardı kez o zamanlar, gömdüğüm anda çiçek fidanlarını toprağın iyi-kötü ayırmadan herkesi kabul ettiği kucağına..
Bir söz gibidir çiçekler; minicik bir kıvılcımla dökülür fikir tohumları koyu kahverengi çamur yığını zihinlerin ortasına, önce bekler sonra beslenir sonra filizlenirler.
Bir dilek gibi çiçekler; bir kez iyi niyetle toprağa tutunduğunda tüm yaşamı rengarenk hale getirmeden vazgeçmezler.
Bir yaşamın özeti çiçekler; her güzel bahar güneşine dua ederler, yaşamı kutsar ve tüm insan kötülüğüne rağmen iyilikle ve inatla bizlere doğruyu göstermeye devam ederler. Belki de hiç üzülmeden! Susuz da kalsalar, bakımsız da solsalar kendi bulut tanrılarına avuç açtıkları gün yaşamı her köşeye yaymak için doğal bir savaşa kalkıp doğruyla dünyayı fethederler..
Not: İki adet gülü niye diktiğimi zaten anlatmıştım başka bir öykümde: MeoÖykü - Solmayan İki Gül dilerseniz okuyabilirsiniz.
Meo - 20016
MeoEdebiyat FotoBlog
'Mehmet Şentürk