Mehmet Ali Çelikel - Küçerek Öyküler Serisi
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
- Yazdır
- Eposta
Kısa öykü denilince her zaman aklıma İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümü gelir, bir edebiyat eserinin kısa ve öz, vurucu ve dopdolu olması için kısacık bir anekdot kadar olmasının yazarın yaralayıcı kalemiyle neler yapabileceğini öğrendim üniversite öğrencilik hayatım boyunca. Bu eğitimin en büyük parçalarından biri de son dönemlerimde tanıdığım değerli hocam Mehmet Ali Çelikel'dir. Sayın Çelikel halen Pamukkale Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölüm başkanlığını yürütmekte ve akademik camiadaki farklı yaklaşımı ve edebiyat eserlerini paylaştığı blogunu takip etmenizi tavsiye ederim. Mare Incognitum isimli blogunda paylaştığı bir kısa öykü serisi olan Küçürek Öyküler serisi aşağıdadır.
TESTİ
“Önüme uzanıp köprü olsa, üstünden yürüyüp geçemem,” demişti. Yıllarca iyiliği dokunmuş ona. Okutmuş, işe sokmuş, evlendirmiş. Artık sıra ondaymış. “Öl!” dese, ölürmüş. Bir gün karşılaştık. “İyilikten maraz doğar,” dedi, “İnsanlara iyilik yapmayacaksın, daha da fazlasını istiyorlar hep.” “Öl dese, ölecek olan sen değil miydin?” dedim. “Olur mu,” dedi, “ben tırnağımla kazıyarak geldim buralara.”
Babam hep bisiklete binermiş dükkânına giderken. Gençliğinde fırtına gibi bisiklet sürdüğü yollardan ekmek parasını kazanmak için geçermiş. Kötülemiş işler. Dükkânı satıp terk etmişler orayı. Yolum düştü yıllar sonra. “İşte,” dediler, “babanın dükkânı bu.” Bir de baktım, bisikletçi olmuş dükkân, babamın geçmişini toplar gibi.
CİNAYET
Değerli Hocam Mehmet Ali Çelikel'e edebiyata yönelik paylaşımcı yaklaşımı ve öğrencilerine yani bizlere karşı sunduğu derin bilgisi ve güler yüzü sebebiyle teşekkürü borç bilirim. Mare Incognitum isimli bloguna uğramayı sakın unutmayın.
Çok değerli hocama yayın ve akademik hayatında başarılar diliyorum.