Aforizmalar Blog (931)

Duygular bir ağ gibidir; kelimelerle birbirlerine bağlanır, anlamlarla şekillenir ve insanlarda vücut bulur ya bir aşta ya bir hüzünde. Bu ağa yakalanmama ihtimaliniz zaten yoktur da, orada yapayalnız bırakılmak en tehlikeli insanlık halidir.
'Meo

Şeytanın varlığına inanan insanın ruhunda şüphesiz gayet güçlü bir şeytan yaşamaktadır ve onu yansıtacağı tek ayna ise şeytan inancının ta kendisidir! 
'Meo

Ne garip değil mi? Sen en doğrusunu severek hataları ezip geçerken, birilerinin hataları sevip doğrularının üzerine basması. Ne garip bu aşk denilen, sevgi dilenip durduğun.. Ne garip mutluluk denen şey mesela, sana kırmızı bana siyah hala. Sen güneşi aramakta şafakta, ben siyahında gözlerinin baktığı her aynada. Ne garibim sensiz ve sen bunu bilemeyeceksin, işte bu çok güzel bir kaybediş. Çok eşsiz. Keşke hiç gelmesen..
'Meo

Dalgalara nazır görüntüne bakıp bir kadeh yuvarladım sabaha karşı, en yakınımda 'Gönül' çalmakta, içimde bir sızı, Sana Böylesi Yasaktı dedikçe ben sustum, sen hala aynı yabancı ve ben yine sarhoş. Sevmek bu kadar kolay mıydı ve bu kadar zor: ben seni sevmek için gözyaşı dökerken kendime, sen hala neden kolayca sevdimlerdesin. Sen belki de o ayrı dünyanda çok daha güzelsin. Öyle kal, n'olur.. Ben hep değişenlerden, hep yenilenlerdenim. Elbet yenilenir bir gün, tekrar yenilmek için bir sen daha severim. Fark etmez. Etmedi de.
'Meo

Ne zaman ki gelir fısıldar iki kel alaka melodi, yürek burulur gözler her halükarda deprese.. 
Her ne zaman 'O' gelir oynar yine aynı parodi, gözler açılır yürek saklanır boşuna bu deplase..
Modern çağın ozanlarında yoktur dil, nizam; birkaç kelime duymayagörsün mest olur, zaten aşk olmuş elsine-i selase..
'Meo

[Dipnot: 
deprese olmak: bunalmak, 
deplase olmak: boşluğa çıkmak, 
elsine-i selase: Osmanlı'da üç dil  
(Türkçe, Arapça, Farsça). 
Not: Dipnot yazan yazarlardan 
nefret ederim.]