Kısa Kısa Aşk Öyküleri (15)
Kısa Kısa Aşk Öyküleri alt blogtur. İçeridiğinde yalnızca birkaç paragraftan veya kısa dialoglardan oluşacak mikro öyküler bulunacaktır. Herkese iyi okumalar.
MeoÖykü - Gönül Yanılması
Ağır aksak dökülen yağmurun sesini duyamıyor olsa da kulağında sımsıkı gizlediği kendine özel müzikleri dinlerken bir akşamüzeri, gözleri seçebiliyordu yere düşen umutların parçalanıp kaldırımlara karıştığını ve alelacele parke taşların altına saklandığını. Gözünü bir anda alıveren bir manzara belirince ise dondu kaldı! (Kısacık bir aşk öyküsü yazımızda. Devamını okumak için başlığa veya resme tıklayın. Keyifli okumalar.)
MeoÖykü - Yasak Öpücükler
Görüşmenin, sevgileşmenin, ellerin ve dudakların her daim birbirine binlerce değişkenli sosyal zindanlarda yasak görüldüğü taşlıklarda büyümüştü Ahmet. Dağlar kadar yalnız, onlar kadar yüksek boyuyla onların kuraklığını sığdırıyordu yalnızlığına. Ancak bir gün gelecek yasak bir tutkunun ne kadar da nefis bir tercih olduğunu kısa süreliğine de olsa yaşayacaktı; henüz bilmese de.. [Kısa ve gerçek bir aşk öyküsü yazımızda. Devamını okumak için tıklayın! Keyifli okumalar. Lütfen yorum ve paylaşımlarınızla yenilerine ilham olmayı unutmayın.]
MeoÖykü - MİNİMAL BİR BEKLENTİ
Konuşulacak bir şey de yoktu aslında, onu bir görse yetiyordu günün güzel geçmesine. Varsın olsun, bilmesin kendisini veya varlığını ne olacak ki? Aşk zaten öylesi minimal bir beklenti. Geçecekti belki yine dükkânın önünden, kendisi paspasın o eline kıymıklar iliştiren sapına yaslanıp izleyecekti gidişini, neredeyse ellinci kez. Bu kez öyle olmadı ama… (Kısa bir aşk öyküsünün devamı yazımızda. Başlığa tıklayın.)
MeoÖykü - Resimlerin Efendisi
Fırçanın çiziktirdiği bir kaderdi onunki. Sevdiği doğruları, sevmediği yanlışlarda düzeltmekten yorulmuş bir halde çiziktiriyordu detaylarını ruhunun çok da kaba tuvaller üzerine. Birkaç kedinin mırıltısı, birkaç dalganın şırıltısı, birkaç anının kırıntısıyla besleniyordu ruhu. Senelerdir aynı gizemi çiziyor, en güzel betimlemede aşkın kadın ve erkek halini arıyordu. Yakında bulacağını bilmeden.. [Kısacık bir aşk öykümüz, keyifli okumalar.]
MeoÖykü - Kuğusuz Gölün Yıl Dönümü
Kuğulu Parkın hafif soğuk sonbahar sabahında işe gidiş yolunda uykunun verdiği mahmurlukla yürümek her sene daha da zorlaşıyordu Emine için.. Mu mevsimde iç Anadolu kışın gelişini müjdeliyordu soğuk esintilerle, kuğular bile mutlu değildi bu durumdan, boyalı tahtalardan çakılmış yuvalarından çıkmaya niyetleri bile yoktu güneş vurmadan kapılarının önüne. Dalgın dalgın kulağındaki müziğin adımlarına yansımasıyla hızlı hızlı ilerlerken birden durdu. Yine oradaydı, bu sene de. Bu sene de gelmişti, elinde bir buket çiçek sabahın köründe, soğuktan yüzüne kıpkırmızı bir maske çizilmişti. Bu kez sormalıydı, birkaç saniye durduktan sonra göletin çevresinden dolaşmaya karar verdi. [Kısa bir aşk öykümüz yazımızda. Keyifli okumalar.]
MeoÖykü - Bir Damlanın Özleminde
Her sabah yapılan bir şeydir, uyanırsın da yaşamayı değil, düşünmeyi değil sanki lavaboyu özlemişsin gibi. Uykunun mahmurluğu yerine, yaşama uyanmanın şokunu atmak gerekir çeşmelerden süzülen gürültücü sularda. Tane tane dökülür yaşamın o kavgacı saniyeleri insanın geç kalmışlığının yüzüne. Erkan da öyle yapacaktı o sabah; hıçkırıklarına boğulup lavabonun önüne yığılmadan önce.. [Kısa ve hüzünlü bir özlem hikayesi bağlantıdadır. Hikaye tamamen gerçektir. Detayları yazımızın sonunda.]
MeoÖykü - O Noktada
Tamı tamına 15 yıl olmuştu. Yeniden yazılmıştı bir şehir daha, yeniden yıkılmış, yeniden yapılmış, sağa sola serpilmiş ağaçları yolları kaplamış, yeni yollarla insanlarını kucaklamıştı. Her bir şehirde olduğu gibi, gereksiz de kalabalıklaşmıştı. Otobüsten inice fark etti. Biraz yürüyünce fark ettiği eksik olan bir sonraki ayrıntı ise, hafta sonu iznine çıkmış kamuflajlı askerlerin yeşillendirmediği bir çarşıydı.. [Kısa bir aşk öyküsü bağlantıdadır, keyifli okumalar.]
MeoÖykü - Melankoli
"Üzgünlük, kendi ruhunun buharından oluşan bir atmosferde bitmeyen yağmurlara maruz kalmaktır. Seller de düşüncelerden kaynaklı, yeni gelecek tüm bahar da bizim yağmurlarımızın bereketidir! Bunu unutmamak yeterlidir bir sonraki mutlu doğaya erişmek için.." [Melankolik bir aşk öyküsü bağlantıdadır, keyifli okumalar.]
MeoÖykü - Yoldaki Parıltıydı Gözlerin
Hızla akan beyaz şeritlere dalmış, bir eliyle yanında oturan sevgilisinin elini sımsıkı tutmuştu. Güzel zamanlar, güzel günler, güzel manzaralar başka güzelliklere karışıyordu. Onunla iken geçilen yollarda yeşil daha yeşil, gökyüzü daha engin, güneş daha güleç oluyordu. Bunların düşünde tuttuğu elin terleri bir yandan, aniden eline dökülen o damlayı hissederek kendine geldi.. [Kısa öykümüzün devamı bağlantıda, iyi okumalar.]
MeoÖykü - Göl Kıyısı Rüyası
Yorgun bir hafta sonu sabahı, geride kalan günlerde dağlarda yaptığı askeri eğitimlerden yorgun bir komando adayı olan Efe sahilde yürüyüş yapıyordu. Basit hafta sonu tatilinin bu ilk sabahında her attığı adımda taşlar fısıldıyor, dalgalar renk değiştiriyor geçmişe ve salkım çiçekleri ile bezenmiş bir duvarın kenarında oturup sulara bakıyor. Dakikalarca.. [Göl kokulu kısacık bir öykü. İyi okumalar]
MeoÖykü - Giderken
Biliyordum gideceğini, sorun ne zaman olduğuydu. Geldiği gündeki hesaplaşmalarım hala bitmemişti ki, o gitse ne fark ederdi? Biliyordum biteceğini, sorun yenileyebilecek olup olmayışı. Geldiği kadar heyecanlı değildi ki, değişse ne değişirdi? [Aşkın şanındandır ayrılıklar, ayrılıklara dair kısacık bir öykü.. İyi okumalar.]
MeoÖykü - Kalbine Kadar
Öğrenciliğin en sakin duraklarında bekliyorduk, rutine taşınan otobüsleri. Birbirimizi tanıyorduk, tanışıyorduk. Camlarda binlerce yürekten dökülen hayaller süzülüyordu sağanak halinde, bazılarımız görebiliyorduk. Hüzün kalabalıktaki yabancılığın çocukça vurgusu ve gönül yorgunluğuydu akşam saatleri..[Öykünün devamı bağlantıdadır. İyi okumalar.]
MeoÖykü - Rüzgarla Savrulan
Avuçlarıma değdiğinde, titriyordu nezaketten gençliği. Avuçlarına nem, gözlerine kalem çekiyordum her bakışımda, daha bir aşık oluyordum sanki.. [Konuyla ilgili kısa bir aşk öyküsü bağlantıdadır. İyi okumalar.]